Çocuklarda Ayrılık Kaygısı: Belirtiler, Nedenler ve Çözüm Yolları
- Şeymanur ERTÜRK
- 5 gün önce
- 3 dakikada okunur

Ayrılık Kaygısı Nedir?
Ayrılık kaygısı, çocuğun anne-baba ya da bakım veren kişiden ayrılma korkusu yaşamasıdır. Özellikle 6 ay – 3 yaş arasında gelişimsel olarak görülmesi normaldir. Ancak bu kaygı çocuğun günlük yaşamını, okula uyumunu veya sosyal ilişkilerini olumsuz etkiliyorsa bir problem haline gelir.
Psikanalist John Bowlby’nin bağlanma kuramı bize şunu gösteriyor: Çocuk, güvenli bağlanma geliştirdiğinde ayrılıklara daha kolay uyum sağlar. Güvensiz bağlanma biçimlerinde ise ayrılık kaygısı çok daha yoğun yaşanır.
Çocuklarda Ayrılık Kaygısı Belirtileri
Çocuklarda ayrılık kaygısı, yalnızca ağlamakla sınırlı değildir. Daha farklı yollarla da kendini gösterebilir:
Yoğun ağlama ve panik tepkisi (anne-baba kapıdan çıkarken)
Okula gitmeyi reddetme veya sabah mide bulantısı, karın ağrısı şikayetleri
Gece yalnız yatamama, kabus görme
Sürekli ebeveynin nerede olduğunu sorma
Ayrılık öncesinde kaygı belirtisi (terleme, titreme, kalp çarpıntısı)
📌 Örnek: Serdivan’da danışan bir aile, 7 yaşındaki çocuklarının her sabah okula gitmeden önce kusacak kadar kaygı yaşadığını, anneden ayrılmak istemediğini belirtmişti. Yapılan psikolojik değerlendirme sonrasında ayrılık kaygısı bozukluğu tanısı koyuldu. Terapi süreciyle çocuk, ayrılığı tolere etmeyi öğrendi.
Ayrılık Kaygısının Nedenleri
1. Biyolojik ve Genetik Faktörler
Araştırmalar, kaygı bozukluklarında genetik yatkınlığın önemli rol oynadığını göstermektedir. Örneğin Hettema ve arkadaşları (2001) kaygı bozukluklarının kalıtımsal yönünü incelemiş ve %30–40 oranında genetik aktarım olduğunu ortaya koymuştur. Yani ebeveynlerinde yoğun kaygı öyküsü olan çocuklarda ayrılık kaygısı riski artabilir. Ayrıca beyindeki amigdala ve hipokampus bölgelerindeki aşırı duyarlılık, çocuğun tehdit algısını güçlendirerek ayrılık anında yoğun korkuya yol açabilir.
2. Bağlanma Biçimleri ve Aile Dinamikleri
John Bowlby’nin Bağlanma Kuramı, ayrılık kaygısını anlamada temel çerçeveyi sunar. Güvenli bağlanma geliştiren çocuklar, ebeveynlerinden ayrıldıklarında daha çabuk sakinleşebilirken; kaygılı ya da kaçıngan bağlanma geliştiren çocuklarda ayrılık kaygısı daha yoğun ve uzun süreli görülür.
Aşırı korumacı ebeveyn tutumu, çocuğun kendi başına başa çıkma becerilerini geliştirmesini engeller.
Kaygılı ebeveyn davranışı, çocuğa model olur. Ebeveynin “dikkat et, yalnız kalma, korkarsın” gibi telkinleri, çocuğun kendi korkularını artırır.
3. Travmatik Yaşam Olayları
Çocuğun güvenlik algısını sarsan her deneyim, ayrılık kaygısını tetikleyebilir.
Hastane yatışları
Ebeveyn kaybı veya boşanma
Ev kazaları ya da doğal afetlerBu tür olaylar, çocuğun “ayrılık eşittir tehlike” algısı geliştirmesine neden olabilir.
4. Çevresel ve Kültürel Faktörler
Kültürel faktörler de ayrılık kaygısında belirleyicidir. Türk aile yapısında çocuk ile anne arasında yoğun duygusal bağlılık söz konusudur. “Anne yoksa çocuk eksiktir” algısı, bağımsızlaşmayı zorlaştırabilir. Ayrıca çocukların çok uzun süre aile yanında kalması, ayrılığı bir gelişimsel görev olarak deneyimlemelerini geciktirir.
5. Gelişimsel Faktörler
Ayrılık kaygısı özellikle 6 ay – 3 yaş arasında gelişimsel olarak normal kabul edilir. Ancak okul çağına gelindiğinde hâlâ yoğun şekilde devam ediyorsa, bu durum Ayrılık Kaygısı Bozukluğu (Separation Anxiety Disorder) düzeyine işaret edebilir.
Ayrılık Kaygısı Ne Zaman Normaldir?
0–3 yaş arasında ebeveynden ayrılmak istememek gelişimin doğal parçasıdır.
Ancak okul çağında devam ediyorsa, çocuğun akademik ve sosyal hayatını zorluyorsa profesyonel destek gerektirir.
Çocuklarda Ayrılık Kaygısıyla Baş Etme Yöntemleri
1. Küçük Ayrılıklar ile Başlamak
Çocuğu kısa süreli ayrılıklara alıştırın. Örneğin, “Ben 5 dakika markete gidiyorum, birazdan geleceğim.”
2. Güvenli Bağlanma Ortamı Sağlamak
Çocuğa güven vermek için kararlı, sevgi dolu ve tutarlı olun. Çocuğun duygularını küçümsemeyin.
3. Vedalaşmaları Kısaltın
“Gizlice kaçmak” çocuğun güvenini zedeler. Kısa ama net bir vedalaşma rutini oluşturun.
4. Okul İş Birliği
Öğretmenle iletişimde olmak, çocuğun sınıfta daha güvenli hissetmesini sağlar.
5. Profesyonel Destek
Eğer kaygı çocuğun günlük yaşamını ciddi şekilde engelliyorsa çocuk psikoloğu desteği şarttır. Bilişsel Davranışçı Terapi ve oyun terapisi bu süreçte oldukça etkilidir.
Çocuklarda ayrılık kaygısı gelişimsel bir süreç olabilir ama yoğunlaştığında çocuğun psikolojik gelişimini sekteye uğratır. Erken müdahale, hem çocuğun hem de ailenin yaşam kalitesini artırır.
👩⚕️ Uzman Klinik Psikolog Şeymanur Ertürk, Sakarya / Serdivan’da çocuk ve ergen terapisi alanında profesyonel destek sunmaktadır.
📞 Telefon: [0 551 004 70 90]